Hayata Dair Güzel Öğütler

03/04/2017

Mutluluk yaşamın kendisinden başkası değildir.  Yaşamak nefes almak, gözlerinle aydınlığı delmek, kulağınla melodileri keşfetmek, dilinle lezzet denizlerinde yol almaktır. Kısacası mutlu olmak yaşama sanatıdır.

Hayat senin için yazılmış bir senaryo sen de başrol oyuncususun.

Sen doğrularınla değil yanlışlarınla büyüdün. Geçmişe şöyle bir baktığında ne kadar çok şeyin üstesinden gelmiş olduğunu görebiliyor musun? O halde hayatı aşırı ciddiye alıp onu kendini yıpratacak şekilde hırs haline getirme.

Hayatında mucizeler gerçekleşmesini istiyorsan, öncelikle mucizelere inanmalısın.

Yaşam bir cümleyse, ölüm onu sonunda anlama kavuşturan noktadır.

Bir damla küçük bir okyanus, bir okyanus büyük bir damladır. Sen de aynı böyle içinde evrenin tüm gizemini ve coşkusunu taşıyorsun.

Mutlu olmak en temelde istemekten ibarettir. Her şeyden önce mutlu olmayı iste.

İstek doğası gereği amacı doğurur, amaca ulaşma çabasına da görev denir.

Sen sorumluluk bilinciyle yaşa, merkezden çevreye yani çekirdek ailenden topluma doğru...

Seni ve mutluluğu ne tanımlar? Buna vereceğin cevap aslında "ben kimim?" sorusunun cevabıdır.

Bu hayatta sana değer veren, saygı duyan, karşılıklı seven ve seni özel hissettiren bir dostunun, arkadaşının ve özellikle hayat arkadaşının olması mutlulukların en güzelidir. Çünkü yalnız insan mutsuz insandır.

Enerji vampirlerine karşı daima uyanık ol ve mümkün oldukça bu tarz insanlarla aynı ortamı paylaşmamaya çalış.

Hayatın boyunca yeni şeyleri keşfetmeye çalış, başardıklarını ve başaramadıklarını bir öğrenme süreci olarak gör ve bunu senden sonraki kuşağa aktarmayı bir ödev bil.

Unutma sen elindeki seçenekler kadar özgürsün.

Yokluğunun açlığını, eksikliğinin boşluğunu tadarak geçer ömrümüz. Özlemlerin kıskacında.

Sen düştükçe uçmaya her defasında bir adım daha yaklaşan bir kuş yavrusu gibisin. Farkında olmadan özgürlüğe kanat çırpmayı öğreniyorsun.

Hareket hareketi doğurur, durgunluk durgunluğu...

Sen elinden gelenin fazlasını yap, görmüyor musun herkes elinden geleni yapıyor zaten...

Bir insanın hayatını teşkil eden en önemli ve temel ahlaki değer nedir? Doğruluk...

Utanmadıktan sonra dilediğini yap.

Bir insanı bulunduğu toplumda değerli kılan erdem alçakgönüllülüktür.

İyi yüreklilik yeri geldiğinde tüm güdülerin aksini söylerken sana kötülük yapmış birini ya da düşmanını bile sevebilmektir.

Hayal kırıklığı yaşamıyorsan hiç bir şey istemiyor ve emek vermiyorsundur.

Keşke diyorsan aslında öğreniyorsundur, yaşadıklarından ders alıyorsundur.

Mutlu olmak, üzüntü, öfke ya da hayal kırıklığı dahil tüm duyguların hakkını verebilmektir.

Seni sen yapan iki temel yetenek mevcut: Müfekkire (düşünce gücü) ve Muhayyile (düş gücü)

İyi en iyiden daha iyidir. Bazen sırf işlerin yürümesi adında en iyiden vazgeçmen gerekebilir. Bırak her şeyden önce çarklar dönsün, motor ısınsın, sistem bir çalışsın.

Zaten kelimesi çok tehlikeli bir sözcüktür. Bu kelimeyi hayatını kilitleyen bir tıkaç olarak kullanma.

İki günün birbirinin aynıysa zarardasın demektir.

Kişi bildiğinin cahilidir. Gördüğün veya bildiğin seni kör eder.

"Paslanacağımıza yıpranalım... " Richard Cumberland

Korkak ve pısırık insanlardan asla dost edinme.

Hiçbir şey sıcak bir ailenin eksikliğini dolduramaz. O yüzden aile odaklı yaşa ve tüm mutluluğunu başta ailende ara.

Acı çekiyorsan, öğreniyorsun demektir.

Cesaret, korkuya rağmen ortaya çıkan bir haykırıştır.

Başarının en büyük sırrı sahiplenmedir. İnsan yaptığı işi ne kadar sahiplenirse, ona o kadar kendini adar.

İnanmak soyut olan bilgiyi somut olan eyleme dönüştüren bir motordur. İstek isimli kıvılcımı umutla ateşleyen ve beklenti, zorunluluk, gereksinim gibi silindir kuvvetlerinin dinamikleriyle gerekli enerjiyi pompalayan bir yakıt motorudur.

Zor dönemler olmasa biz kendimizi aşamazdık, kendimizi yenileyemezdik. Hayatı güzel kılan az çok yaşadığı zorluklardır.

Bir insanı, onu kendisinin düşündüğünden daha çok düşünme. Bir insana kendisine rağmen iyilik yapma.

Uygulamasını bilenler için kanaat en büyük zenginliktir.

İnsanın nefsi başıboş bir at gibidir, bu atı gem vurarak ehlileştirip yönlendirebilirsen seni istediğin yere koşarak götürür.

Geçmişteki pişmanlıkların gelecekteki deneyimlerinin diğer adıdır.

Sonuçta hayatın en büyük özeti, sen hayat denilen bu hikâyeyi noktaladığında insanların gönüllerinde bıraktığın izden başkası değildir.

İnsanın özündeki iyiye inan. Adaletin amacı insanın içindeki kötüyü cezalandırmak değil, özündeki iyiyi işlemek, beslemek ve ortaya çıkarmak olmalıdır.

Sen evrenin en büyük anahtarısın ama önce kendi içindeki kilitleri açman gerekiyor.

Yaşam Tanrı'nın kendini seyrettiği gözdür.

Şu anda verdiğin karar geçmişten ya da gelecekten kopuk değildir. Biraz yukarıdan baktığında, hayatın yaptığın tercihlerden ibarettir.

Sen evrene katacağın anlamın peşinde olmalısın.

Suyu ıslatamazsın, alevi yakamazsın, ışığı aydınlatamazsın, zorlama kendini aşkı anlatamazsın...

Dualarında bencil olma. "Allah'ım bana şunu veri bana bunu ver" gibi. Özel durumlar dışında hiçbir şey isteme. Yalnızca O'nunla konuş ve O'na seni seviyorum de. O'na en son ne zaman "seni seviyorum" dedin?

Küllerinden yeniden doğmak istiyorsan, önce ölmelisin. Tıpkı yeni doğan bir bebeğin, aslında ana rahmindeki yaşamı açısından ölmüş olması gibi...

Belki de bu kadar düşünmeye gerek bile yok, sadece içindeki coşku ve neşeyle hayatı kucaklamaya bak sen.

Mutlu ol, çünkü sen özünde zaten mutlusun.

Kendini tek bir cümlede ifade etmek istersen nasıl tanımlardın? Keşfedebildin mi ruhunun adını?